Makalat
Kitaptan Bir Bölüm: Gençlere Öğüt
Prof. Dr. Haydar Baş'ın 1990'lı yıllarda kaleme aldığı "Makalat" adlı eserinde gençlere yönelik mesajları hala önemini korumaktadır. "Gençler!.." başlıklı öğüt mahiyetindeki hitabesinde, Prof. Dr. Haydar Baş sadece o döneme değil, gelecek zamanlardaki gençlerimize de seslenmektedir. Hayat ölçüleri mahiyetindeki bu tarihi hitabeyi takdirlerinize arz ediyorum efendim:
"Gençler!..
Gençlik büyük bir nimettir.
İyi bilin ki, genç kalmak; ancak ölümsüz bir inanca sahip olmak, mutlak hakikate teslim olmak ve hizmet etmekle mümkündür.
İman, ibadetle ispatlanır. Nasıl ki, bir davada şahit aranıyorsa inancınızın ispatında da sizden şahit sorulur. Sizin şahidiniz, ibadetlerinizdir. O halde; namazı huşu ile kılın, orucu tutun, muktedir iseniz hacca gidin ve zekatınızı verin. Haramları terk edin.
Dikkat edin, kulak verin; bugün insanlığın içinde bulunduğu asıl bunalım, ölümden sonra vuku bulacak dirilişe iman edip etmeme noktasındadır; insanlık dirilmekten şüphe ediyor. İyi bilin ki; bu, nefsin ve şeytanın vesvesesidir. Diriliş mutlaka gerçekleşecektir. Mülkün sahibi için bu hiç de zor değildir. Nasıl günü görüyor, geceyi görüyor, alemi seyrediyorsanız; işte, aynen onun gibi, hatta ondan daha da açık, öteki alemi göreceksiniz. İşte o zaman, yaptığınız her şeyden hesap vereceksiniz. Buradaki küçük hesaplar, o büyük hesaba hazırlıktır.
Hak, sizi bu aleme en mükemmel mimarlar olarak gönderdi. O halde malzemeyi iyi işleyin, iyi kullanın. Bu sebepten dolayı, kimsenin sizi eleştirmesine fırsat vermeyin. Sizin bir kolunuz dünyada, diğeri de öteki alemdedir. Bakın, geçmişte ceddiniz maddeyi tasarrufla nice medeniyetler kurdu. Onlara varis olmalısınız.
İnancınız, mutlak hakikate ve onun esaslarına bağlanmakla kuvvet kazanır. Vatanınız mukaddes ve muazzezdir. Çünkü vatanınız, şühedanın kanı ile yoğrulmuş, evliyanın nefesi ile hayat bulmuş bir beldedir. O, sizin namusunuzdur. Ona bu mantıkla sahip çıkın. Namusunuza göz diken ırz düşmanları nasıl alçak birer hain iseler, vatanınıza karşı gizli hesaplar içinde olanlar da öyledir. Vatanınıza sahip çıkmak hem hakkınız, hem de vazifenizdir.
İnancınızı paylaşanlar, çeşitli meşrep ve mezheplerden olabilirler. Onlara gönlünüzü açın, onlarla kardeş olun. Bu, mukaddes inancınızın gereğidir. Sizin mezhep ve meşrebinizden değildir diye kardeşlerinize tavır almanız, hor bakmanız, onları hiçe saymanız yanlıştır. İyi bilin ki; taassup ve haset, yaptığınız güzel işleri yakan bir ateştir. Bu ateşe düşmeyin. Eğer hizmet, sizin mezhep ve meşrebinizden olmayan kardeşlerinize mukadderse, sizin onları çekememeniz mutlak kadere isyandı.
Haset, büyük bir hastalıktır. Kabil, bu hastalıktan dolayı kardeşi Habil'i öldürdü. Sonra, nice kavimlerde bu hastalıktan helak oldular.
Hem bilmez misiniz ki kaderin sizin üzerinde bir hesabı vardır. Onun hesabı zuhur ettiği zaman, "Bu nasıl olur?" demeyin; rıza gösterin.
Hakkınız olmayan hiçbir şeyi istemeyin. Hakkınız olan her şeye de sahip çıkın. Hakkınızı aramaz, ona sahip çıkmazsanız, hakkınıza karşı en büyük haksızlığı yapmış olursunuz.
Hiçbir canlıyı incitmeyin; muktedir iseniz her canlıya merhametle muamele edin. İnsanlara yardım elinizi uzatın. İyilikte herkesten öne geçin.
Kimseden kendinizi üstün görmeyin; yücelik tevazudadır. İyi bilin ki, tevazuda ne kadar ilerlerseniz o kadar yücelirsiniz. Fakat tevazuu Hak için yapın. Eğer nefsiniz için olursa o tevazu değil, riya olur; ölçüyü kaçırmayın. Ölçünüz Kitap ve Sünnet olsun. Bir de, bunlara dayanan İcma ve Kıyas.
Hz. Adem'den olduğunuz muhakkaktır. Adem ise topraktandır. O halde siz, toprak olarak kimseden üstün olamazsınız, yani kalp olarak. Ancak Hakk'tan korkar ve O'nu sayarsanız üstün olursunuz. Hak sizin kul olmanızı istiyor, kul! İyi bilin ki, kulluk en büyük makamdır.
Sizin her an kontrol ve murakabe eden mutlak kudreti unutmayın. O'nun hesabı adildir. Siz de adıl olmak istiyorsanız nefsinizi murakabe edin, muhasebe edin. Siz hesaba çekilemeden nefsini hesaba çekerseniz sonunuz hayr olur.
Gençler!
İyi bilin ki, inananlar kardeştir. Onları sevin. En güzel sermayeniz Hak için sevmenizdir. Sevmek Hak için olursa, bu, her türlü kötü sıfatlardan sizi arıtır, nefsinizi ıslah eder. Eğer sever ve sevilirseniz herkesi davanıza ram edersiniz. Davanıza ram edemeyeceğiniz kimse yoktur.
Gençler!
Geçmişte kavimlerin batmasına sebep olan hastalıklardan biri de nifaktır. Nifak, büyük bir hastalıktır. Bir millete nifak girerse adalet ortadan kalkar. Adaletin olmadığı yerde zulüm olur. Siz bu konuda çok dikkatli olun; nifaka vesile olmayın. İnsanları da bu konuda uyarın.
Hakk'a koşun, Hakk'la olun, haklı ile olun, haklı olun. Hepiniz Hakk'a emanet olun."
(Prof. Dr. Haydar Baş; Makalat, Sayfa:299-301)