Türk ormancılığı, her alanda olduğu gibi yanlış politikaların esiri olmuştur. Türkiye'de uygulanan ormancılık politikaları iktidarlara göre değişikliğe uğramış, her siyasi parti ülkenin ve halkının menfaatlerinden uzak, popülist politikalar uygulayarak, ormanların heba olmasına ve orman sanayiinin baltalanmasına yol açmışlardır. Yani ormancılıkta milli devlet politikası izlenmemiştir.
Türkiye'deki mevcut orman alanı 20 milyon 119 bin hektardır. Bu alanın 8 milyon 856 bin hektarı verimli orman alanı niteliğindedir. Bu haliyle bile Türkiye, kişi başına düşen orman varlığı bakımından Avrupa ülkeleri arasında önemli yere sahiptir. Kişi başına düşen verimli orman alanı bakımından 0.142 hektar ile Portekiz, Fransa, Lüksemburg ve Yunanistan'dan sonra Türkiye Avrupa 5'incisidir. Ancak bu gerçeklere rağmen ormanların sanayide değerlendirilmemesi karşısında tablo Avrupa ülkelerine karşı tamamen aleyhimizedir.
Yukarıdaki değerlendirmeler endüstriyel, odun üretimi bakımından yapıldığında Türkiye, 0.252 metreküplük kişi başına üretimle Avrupa ülkeleri arasında sekizinci sırada yer almaktadır. Bu durum, mevcut orman varlıklarımızı orman sanayiinde kullanamadığımızı göstermektedir. Son yıllarda yurt dışından önemli oranda odun hammaddesi dış alımı gerçekleştirilmekte, dolayısıyla da orman sanayii bakımından ciddi bir tehlike arzetmektedir.
Ayrıca orman ürünlerinin devlet eliyle işlendiği tek kurum olan Orman Ürünleri Sanayi Kurumu'nun (ORÜS) özelleştirilmesiyle de orman sanayii adeta öksüzlüğe mahkum edilmiştir. Artvin, Şavşat, Ardeşen, Aksu, Bafra, Vezirköprü, Uzunköprü, Bolu... gibi bir çok il ve ilçemizdeki ORÜS fabrikaları kapatılmış, hurda demir fiyatına satılmış hem bölgede orman kaynaklarının değerlendirilmesinin önü tıkanmış hem de işsizliğin artmasına davetiye çıkarılmıştır. Bütün bu özelleştirmeler gerçekleşirken Rusya, Romanya, Ukrayna gibi ülkelerden alınan tomruk miktarının her geçen gün artması da manidardır.
Orman serveti bakımından Türkiye'nin % 15'e yakın potansiyeline sahip Doğu Karadeniz bölgesinde bu sanayiinin desteklenmesi ve sürekli göç vermesinin engellenmesi gerekirken, tam tersinin yapıldığı son yıllarda karşımıza çıkan yanlış orman politikalarından sadece biridir.
Türkiye sadece orman potansiyeli açısında değil, odun dışı orman ürünleri bakımından da çok zengin bir potansiyele sahiptir. Bu ürünler yiyecek, hayvan yemi, ilaç, kozmetik gibi kullanım alanlarının ana kaynağını oluşturmaktadır.
Genel olarak odun dışı orman ürünleri olarak adlandırabileceğimiz bu ürünler kapsamında tarımsal bitkiler, süs bitkileri, ağaççılık, çalı ve otsu bitkilerin dal ve sürgünleri, yaprak meyveleri, çiçekleri, kabukları, mazı, soğanlar, yumrular ve orman toprağı bulunmaktadır. Bunların herbiri dünyanın her yerinde başlı başına orman alt ürün kaynağı olarak değerlendirilmekte ve sanayide kullanılmaktadır.
Türkiye ormanlara ve orman sanayiine kayıtsız kaldığı gibi bu alana da kayıtsızdır. Avrupa kıtası yaklaşık olarak 11 bin bitki ürününe sahip olmasına karşılık, Türkiye 3 bini endemik (sadece Türkiye) toplam 9.500 türe sahiptir. Bu endemik türlerin bazıları, dünya üretiminde miktar olarak ağırlık taşımaktadır. (Sığla yağı, kardelen, defne yaprağı, çam fıstığı).
Bütün politik olumsuzluklara rağmen son yıllarda odun dışı orman ürünlerinin ihracatı 500 milyon dolara ulaştığı görülmektedir. Ayrıca yurt dışındaki pazarı da göze alındığında 3 milyar dolarlık bir potansiyel sözkonusudur. Bu tablo karşısında Türkiye köklü ve milli bir orman politikası oluşturamamanın acziyeti içindedir. Bozuk ve niteliksiz ormanların yenilenmesine karşı ağaçlandırma çalışmaları çok zayıf gitmektedir. Erozyonu önleyici ağaçlandırmanın yapılmayışı her yıl Kıbrıs büyüklüğünde toprak parçamızın yok olmasına sebep olmaktadır. Ormanların yenilenmemesi ve kaliteli ağaçlandırma yapılmaması sebebiyle kalitesiz tomruk üreten, Orman Genel Müdürlüğü'nün elindeki tomruklar satılmamakta depolarda çürümeye terk edilmektedir.
Bu tesbitler ışığında ormancılık konusunda yapacağımız çalışmalar;
1. Orman alanları hızla genişletilecektir.
2. Ormanların işletilmesi, bakımı ve korunması köylülere devredilecek, ormanların geliştirilmesi için yeni teşvik tedbirleri uygulanacaktır.
3. Orman ürünlerinin son mamul hale getirilmesi için, bu bölgelere entegre tesis ve fabrikalar kurulacaktır.
4. Yangın ve sabotajlara karşı en ağır cezai yaptırımlar uygulanacaktır.
5. Orman alanlarında şehirleşme engellenecektir.
6. Erozyona karşı etkin mücadele için orman alanlarımız artırılacaktır.
7. Orman ürünleri ithalatına sınırlamalar getirilecektir.